Öğrenmenin birkaç yolu var ancak en maliyetli olanı deneme yanılma. Hoca için bu en ilkel öğrenme modelini açıklayayım. Yapılan bir hamle hataya sebebiyet verirse ya da fayda sağlamazsa bu hamle bir daha yapılmaz. Yani elini sobaya süren bir çocuk bir daha o sobaya dokunmaz. Çünkü bilir ki soba sıcaktır.
Mert Hakan'dan başlayalım. Evet geçen hafta Sosa ile beraber tekrar ediyorum Sosa ile beraber 4-2-3-1 in 2 si olarak olarak faydalı oldu ve bundan önce sayısını bilmediğim kadar ''1'' olarak kullanıldı ve başarısız oldu. Bu çocuk ne 8 ne 10. Olmadığını fark ettin ve başka bir yerde kullandın. Şimdi hatanı neden tekrar ediyorsun. Baskı unsuru olarak kullanıyorsun diyelim. Hani?
70 dakika maçta mercekle arasak anca buluruz Pelkas'ı. Peki neden? Bu çocuk başarısız mı? Yeteneksiz mi? Saklanıyor mu? Bence hiçbiri değil. Sol kanatta kaç kere denedin. Hepsinde ama hepsinde etkisi 10 numaraya göre en az %100 düşüyor.
Stoperde hata yapma kredisi olan Serdar ve Atilla. Diğerlerini düşünmek imkansız zaten.
Fenerbahçe bu maçları tarih boyunca hep kaybetmiştir. E ama yeter be kardeşim. Rakibini sürklase etmen gerekirken Ofsayt pozisyonu penaltı pozisyonu konuşacak mıyız gerçekten. Defansı ofansı delik deşik olmuş bu rakibi açamıyorsan üçlüsü dörtlüsü ne yazar.
Ezberinden hala kurtulamadın. Her maç hata tutarsızlığı olur mu? Hata tespiti yok. Çözüm yok. Nerde geçen haftaki o tempolu güçlü seri oyun. Nerede olduğunu ben kavramlarla açıklayayım. Ezber, kafa karışıklığı ve öğrenme güçlüğü. Süper ligde 100 maça henüz ulaşmış genç bir teknik direktör için Fenerbahçe'nin bir okul olmasının yanlışlığını geçtim bu öğrenci öğrenemiyor. Eğer bu kulüp genç teknik adam yetiştirme okulu olsaydı maalesef Erol Bulut sınıfta kalmıştı.
Yorumlar
Yorum Gönder