Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Nihayet

Geçtiğimiz haftalarda Fenerbahçe için topun verimli kullanıldığı dakikaların grafiğini çizseydik elde edeceğimiz görsel çok dalgalı ve sabitlik göstermeyen bir görüntüye sahip olurdu. 15 dakika paslı, baskın ve dikine bir oyun, 20 dakika çok rolanti, 30 dakika baskı altında bir oyun vs. Ancak Emre hocanın geldiği günden beri Erol Bulut'tan temel farkı ''bu takımın merkezde bol paslı bir oyun oynamalı'' farkındalığıydı. Ve haftadan haftaya bu hayal edilen oyunun oynandığı sürenin arttığını gördük. Bu bebek -Emre hoca ile- emeklerken dahi yol kat etti. Yürümeyi öğrendi ve bu maç tam 55-60 dakika bir sprinter edası ile koştu. Ancak geriye kalan 40 dakikalık bölüm çok stresliydi çünkü Harun rakibi oyuna ortak etti. Peki bu 60 dakikalık ''Avrupa'' futbolunu nasıl oynandı? Merkezde geçen hafta bahsettiğim gibi tam eksiksiz ve kusursuz bir regista var. Jose Sosa. Bu adamın yaptığı her hareket, abartısız her hareket takıma +1 değer katıyor. Defansın arkasın

Kimya

Her bir oyuncuyu verimli kullanmak mı yoksa oyuncunun verimli olduğunu pozisyonları bulmak mı gerekiyor? Aslında temelde ikisi de birlikte olduğunda gerçek takım kimyasını yakalamış oluyorsunuz. Bu noktada Sosa ve İrfancan'ı karşılaştırdığımızda yukarıda dediğimi daha iyi anlayacaksınız. İrfancan'ı maçta Emre hocanın kullanmak istediği mevki kağıt üzerinde sistemin kanat oyuncusu gibi ancak burada İrfanın orta saha kimliğinden sıyrılmasını beklemek mümkün değil. Sağ kanadın half-space de denilen yarım alanının tamamını kullanabilme özgürlüğü hoca tarafından sağlanmış. Ve birçok kez gördüğümüz gibi ceza sahasına yakın, topla dribling halinde olduğunda arkasındaki koşulara cömertçe destek vererek rakip ceza sahasına Nazım ve zaman zaman Ozan'ı soktu. Yani irfan burada verimli kullanıldı.   Sosa' ya baktığımızda yıllardır oynadığı ve en iyi olduğu merkezde sapasağlam ve baskın bir şekilde durduğunu ve orta sahanın tek hakimi olduğunu vura vura gösterdi. Zaman zaman rakibin