Bir dönemi domine etmiş efsane takımları şöyle bir gözden geçirdiğimizde -hele ki 2010 sonrası- tamamının ofansif özellikleri defansif özelliklerine göre daha iyiydi. İlerde tempolu pasçılar, olağanüstü şutörler ve birebirde çok etkili driblingçiler ile bir hücum futbolu atmosferi oluşturdular. Kendi projeksiyonlarıma göre Chelsea'nin önümüzdeki dönemi domine etmesi işten bile değil. Ancak bir farklılık ve devrimle bu dominasyonu sağlayacak. Bu devrimin mimarı ''Thomas Tuchel'' devrimin adı ise ''Takım savunması''. İsim basit, pek çok kez duyduğumuz ancak uygulanışı bakımından eşsiz. Bugün izlediğimiz maçta isim isim, pozisyon pozisyon karşılaştırdığımızda, City'nin daha yetenekli ve closer oyuncuları olduğunu görüyoruz. Ancak bu lejyonerleri doğru oyun ile kitlediğinizde kozlar artık sizin elinize geçer. Eğer ileri oyuncularınızın birinci kontrolleri çok iyi, kontrollü süratli ise, kötü bitiriciler olsa dahi maçı kazanabilirsiniz. Tuchel'in
Maça başlayan ilk 11'in forvet hattına bakıldığında 2 tane temelde ofansif orta saha kimlikli Mason ve Kai den biri neden Pulisic değil diye düşündürmüştü. Çünkü 3 lü sistemlerde kenarlarda kuvvetli driblingci oyuncular şart. Bu oyuncu ihtiyacını kanat beklerinden de sağlayabilirsiniz. Mesela Chilwell. Ancak defansif özellikleri daha güçlü olan Azpilicueta bu ihtiyacınızı karşılamaz. Kısacası Pulisic şart... mı? Eğer son zamanların en iyi savunmasını hayal ediyorsanız şart değil. Haydi hep birlikte bu şahane ve yüksek tempolu savunmayı inceleyelim. Kai ve Mason orta saha kimliklerinden dolayı o pozisyonların ''süpürme'' işlemini yapmaları için Kante ile birlikte sahada. Madrid'li X bir oyuncu orta sahada top ile buluşunca sırtında nefesi kadar yakın mavili oyuncu ile karşı karşıya. Topu alan her Madridli bu kadar ultra yeteneğe rağmen topu orta saha yakınlarında nerede alırsa alsın arkasına süratli bir şekilde yetişen Tuchel öğrencileri ile yüz yüze neredeyse a