Ana içeriğe atla

Akıllı Çocuklar


''Fenerbahçe'nin savunma biçimi hücum biçimini belirledi'' gibi beylik bir ifade ile başlasam çok da yanılmış olmam ama kesinlikle eksik söylemiş olurum. Evet arkadaşlar kanatları kesiyoruz Trabzon'u ortadan oynamaya zorlayacağız. Hocam tamam savunma tamam da gol lazım o nasıl olacak? Valla orası ''çocuklara'' kalmış. Evet maç öncesi teknik konuşmalar özetle bu şekilde gerçekleşti kanımca. 
Savunmadaki güçlü ve sert duruş Trabzonspor'un kolunu kanadını kırmayı başardı. Çok topla buluşamayan Ekuban ve Nwakaeme isteneni veremedi. İleriden başlayan arızalar arkaya da sirayet etmeye başladı. İkinci yarıya doğru ayakta kalan nadir isimlerden biri Berat'tı. 
16kere deneyip ancak bir kere kaleyi bulan bir takımın ya kaliteli şutörleri yoktur ya da o şutörler durdurulmuştur. Bu akşam 2. dediğim gerçekleşti. 
İkinci yarının başlarından 65-70. dakikalara kadar çok çok düşük tempoda 1. bölge bazen 2. bölgede klasik sinir bozucu Fenerbahçe oyunu oynandı. Temponun aşırı düştüğünü ilginç bir şekilde fark eden Erol Bulut tempocu oyuncuları sahaya attı. Ozan Valencia hatta sinameki Ferdi dahi tempo için oyuna girdi. Ve ''çocukların en akıllısı'' bir James Maddison, Bruno Fernandes ve (sevgili dostum Ozan Bey'e selam olsun) Talisca golü attı. Uğurcan'ı atlarsak ayıp ederiz. Duruşu yetiyor. Szalai ''çalışkan çocuk'' hem ilerde hem geride ayakları en sağlam basan isimdi.
Ayrıca Klasik Türk hakemi tavrı olarak ilk yarıyı 0-0 tutma alışkanlığını da bir kez daha gördük. Nwakaeme Serdar pozisyonu bu tavrın doğurduğu çocuklardan biriydi.
Çocuklar bu takımı hala yarışta tutuyor. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tuchel Devrimi Part 2

Bir dönemi domine etmiş efsane takımları şöyle bir gözden geçirdiğimizde -hele ki 2010 sonrası- tamamının ofansif özellikleri defansif özelliklerine göre daha iyiydi. İlerde tempolu pasçılar, olağanüstü şutörler ve birebirde çok etkili driblingçiler ile bir hücum futbolu atmosferi oluşturdular. Kendi projeksiyonlarıma göre Chelsea'nin önümüzdeki dönemi domine etmesi işten bile değil. Ancak bir farklılık ve devrimle bu dominasyonu sağlayacak. Bu devrimin mimarı ''Thomas Tuchel'' devrimin adı ise ''Takım savunması''. İsim basit, pek çok kez duyduğumuz ancak uygulanışı bakımından eşsiz. Bugün izlediğimiz maçta isim isim, pozisyon pozisyon karşılaştırdığımızda, City'nin daha yetenekli ve closer oyuncuları olduğunu görüyoruz. Ancak bu lejyonerleri doğru oyun ile kitlediğinizde kozlar artık sizin elinize geçer. Eğer ileri oyuncularınızın birinci kontrolleri çok iyi, kontrollü süratli ise, kötü bitiriciler olsa dahi maçı kazanabilirsiniz. Tuchel'in

Cevap Aranıyor

Fizikli ve diri, gayet iyi kapanan, dizilişte 6 kişiyle savunma yapan bir takımın gol bulma gibi bir derdi yoktur. Gol mü istiyor? 1. seçenek: kontra kovalamak. 2. seçenek: Rakibin hata yapmasını beklemek. 1. sini engelleyebilmek gayet mümkün. Gole kadar olan 10-11 dakikalık bölüm içerisinde Gökhan kestiği 2 3 hızlı top çok çok az kontraya dair önlem alınmış gibi hissettirmedi değil. Bu zaman aralığında da ayrıca umut vaat eden bir oyun yoktu diyemeyiz. Bundan sonra gideceği takımlara ''Ya ayakları iyi falan ama sezonda 4 tane falan hatalı gol yedirir.'' uyarısı yapılmalı ki Ali Ece bundan bahsetmişti. Bu oyuncunun Fenerbahçe'ye 8 puan borcu var ki bu puanı tabloya eklediğimizde ne kadar kritik olduğunu görüyoruz. Serdar arkadayken Fenerbahçe'nin böyle dertleri olmuyor. Gol belki ikinci üçüncü planı olan defansif bir Ersun Yanal takımı golü bulunca zaten puan alacağını hissetmiştir.  Golden sonra hakemlerin veremediği net penaltı ''ulan Fener bugün ne şa

Soba Sıcaktır

Öğrenmenin birkaç yolu var ancak en maliyetli olanı deneme yanılma. Hoca için bu en ilkel öğrenme modelini açıklayayım. Yapılan bir hamle hataya sebebiyet verirse ya da fayda sağlamazsa bu hamle bir daha yapılmaz. Yani elini sobaya süren bir çocuk bir daha o sobaya dokunmaz. Çünkü bilir ki soba sıcaktır. Mert Hakan'dan başlayalım. Evet geçen hafta Sosa ile beraber tekrar ediyorum Sosa ile beraber 4-2-3-1 in 2 si olarak olarak faydalı oldu ve bundan önce sayısını bilmediğim kadar ''1'' olarak kullanıldı ve başarısız oldu. Bu çocuk ne 8 ne 10. Olmadığını fark ettin ve başka bir yerde kullandın. Şimdi hatanı neden tekrar ediyorsun. Baskı unsuru olarak kullanıyorsun diyelim. Hani? 70 dakika maçta mercekle arasak anca buluruz Pelkas'ı. Peki neden? Bu çocuk başarısız mı? Yeteneksiz mi? Saklanıyor mu? Bence hiçbiri değil. Sol kanatta kaç kere denedin. Hepsinde ama hepsinde etkisi 10 numaraya göre en az  %100 düşüyor.  Stoperde hata yapma kredisi olan Serdar ve Atilla.